28 Nisan 2013 Pazar

Türk Cumhuriyetleriyle İlişkilerimiz

Asya Cumhuriyetleri ile İlişkiler ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EKİT). Türkiye'nin Orta Asya'da bağımsızlıklarını kazanan Cumhuriyetler’e yaklaşımı, hükümranlıklarına ve toprak bütünlüklerine saygı ve karşılıklı kazanım temelinde, hepsiyle dostane münasebetler geliştirme temeline dayanmaktadır. Türkiye, bu anlayıştan hareketle, herhangi bir ayrımcılık yapmaksızın bu bağımsız devletleri tanıyan ilk devlet olmuştur. Türkiye ile Orta Asya Cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler 1991 yılında başlayarak süratle gelişmiştir.

1992 yılının başlarında Türkiye, Orta Asya Cumhuriyetleri’nin hepsinde büyükelçilikler açmıştır. Türkiye'nin Orta Asya Cumhuriyetleri’ne sağladığı doğrudan yardımın daha etkin bir şekilde koordine edilmesini teminen 1992 yılı Ocak ayında Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) adında ekonomik, kültürel ve teknik işbirliği ajansı kurulmuştur.

Türkiye'nin Orta Asya Cumhuriyetleri’ne yönelik politikaları, bu devletlerin ağır ekonomik sorunlarını aşabilmeleri ile demokrasiye ve pazar ekonomisine geçişlerine destek vermeyi amaçlamaktadır. Bu politikaları doğrultusunda Türkiye, imkanları dahilinde, Orta Asya Cumhuriyetleri’nin ekonomilerini güçlendirme yönündeki çabalarını cesaretlendirmiş ve desteklemiş, bu devletlerin demokratik ve çoğulcu toplumlar oluşturmaları yönünde süregelen çabalarına da katkılarda bulunmuştur.

Bu düşüncelerle Türkiye, uluslararası devletler topluluğunun seçkin birer üyesi olmaları ve uluslararası ekonomiye entregrasyonu sağlayabilmelerini teminen, Orta Asya Cumhuriyetleri’ne gerekli destek ve yardımları sağlamıştır. Bu bağlamda Türkiye, bu devletlerin BM ve AGİT gibi uluslararası örgütlere üye olmaları konusunda gereken desteği vermiştir. Türkiye ayrıca, bu devletlerin NATO'nun Barış İçin Ortaklık (BİO) programında Ortak Üye Ülkeler olmaları yönünde de olumlu bir rol oynamıştır.

Bölge ülkelerinde 1999 ve 2001 yıllarında kaydedilen terörist saldırılar ve Afganistan’daki istikrarsız durum, Orta Asya Cumhuriyetleri’ne yönelik terör tehdidinin boyutlarını ortaya koymaktadır. Türkiye, bağımsızlıklarının ve egemenliklerinin pekiştirilmesine büyük önem verdiği sözkonusu ülkelerle güvenlik işbirliğinin güçlendirilmesi yönündeki çabalarını sürdürmektedir.

11 Eylül öncesinde Afgan halkının insani gereksinimlerini karşılamak amacıyla önemli etkinliklerde bulunan Türkiye, Taliban sonrası dönemde de, bu ülkenin, siyasi bütünlüğünü koruyabilen, komşularıyla barışık, huzur ve refah ülkesi durumuna gelmesine katkıda bulunmaya devam etmektedir. Sağlık ve eğitim gibi alanlarda yürütülen faaliyetlere Afganistan’ın yeniden imarı yönündeki çabalar da eklenmiştir.

Türkiye, ülkede huzur ve güvenliğin sağlanması dolayısıyla, esasen katılımda bulunduğu Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’nün (ISAF) komutanlığını İngiltere’den devralmış ve Şubat 2003’te de başarıyla yürüttüğü bu görevi Almanya-Hollanda’ya bırakmıştır.

1 yorum: